Deniz Kaplumbağaları
Denizkaplumbağaları yaklaşık 95 milyon yıldan beri dünyamızda yaşamaktadırlar. Ataları, yıllar önce, dinozorların yaşadığı devirde deniz ortamına geçmiş dev kara
Denizkaplumbağaları yaklaşık 95 milyon yıldan beri dünyamızda yaşamaktadırlar. Ataları, yıllar önce, dinozorların yaşadığı devirde deniz ortamına geçmiş dev kara
Keldağ ve Musa Dağı arasında masmavi bir denizin, upuzun bir kumsalın, kıyıdan dağlara kadar uzanan yemyeşil portakal bahçelerinin arasındaki Samandağ şahane bir doğaya sahip. Farklı dinlerden ve mezheplerden insanların yaşadığı, farklı dillerin konuşulduğu Samandağ Türkiye'nin en ilginç yerlerinden biri.
Samandağ'da Gezilecek Yerler Listesi
Antakya’dan Samandağ'a doğru giderken ilk görülecek yer Saint (Aziz) Simeon Stilit Manastırı. Manastırın bulunduğu tepeye Değirmenbaşı Beldesi’nden ayrılan yoldan gidiliyor. Manastırın ortasında 4 metre yüksekliğinde bir sütun var. Sütun keşişleri tarikatının kurucusu olan Aziz Simeon’un yaşamının 40 yılını bu sütunun üstünde geçirdiği kabul ediliyor. Üstelik bu bir rekor olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na bile geçmiş.
Manastıra gelmeden ayrılan bir yol ise bir başka tepenin üstündeki El-Arabi ziyaretine gidiyor. Samandağ yöresinin en önemli Nusayri ziyaretlerinden biri olan beyaz kubbeli yapı her zaman ziyaretçilerle dolup, taşıyor. Simeon’un Arapçada Sem’an anlamına gelmesi nedeniyle yöre de Saman Dağı olarak adlandırılmış. Nüfusunun büyük çoğunluğu Nusayri olan Samandağ’da Arap Ortodokslar, Ermeniler ve Türkler bir arada yaşıyor. Diller dillere, çan sesleri ezan sesine, bayramlar bayramlara karışıyor; en çok bayram burada kutlanıyor. Ramazan ve Kurban bayramlarının, Noel ve Meryem Ana yortularının, Gadir Hum bayramlarının sevincine tüm Samandağlılar katılıyor. Komşular birbirlerine “Allah herkese kendi dininde yardımcı olsun” diyor. İlçe merkezinde tarihi yapı yok, ancak ibadete açık üç Arap Ortodoks Kilisesi var.
Yayladağı'nın Meydan köyünden başlayan Samandağ sahiliyse Musa Dağı’nın eteklerine kadar 14 km boyunca uzanıyor. Yaz aylarında binlerce kişiyi ağırlayan Samandağ sahili soyu tehlikede olan Chelonia Mydas ve Caretta Caretta türü deniz kaplumbağaları başta olmak üzere çok sayıda hayvan ve 200 civarında da bitki türüne ev sahipliği yapıyor.
Sahile paralel uzanan caddenin üzerinde villalar ve eğlence mekanları sıralanıyor. Samandağ sahilinde Müslümanlarca da, Hristiyanlarca da kutsal kabul edilen bir Hızır Türbesi (Ziyareti) var. Burası Antakya'daki Hızır ziyaretlerinin en ünlüsü. Hızır’ın Hz. Musa’nın buluştuğu kayanın üzerine inşa edilen ziyaret Hristiyanlarca Mar Circis olarak adlandırılıyor. Nusayriler, Hızır’ın sağ olduğuna ve inançla çağrıldığında yardım edip insanların dileklerini yerine getireceğine inanıyor. Hatay’da Nusayrilerce kutsal kabul edilen onlarca Hızır ziyareti var. Nusayriler, ibadetlerini çoğunlukla bu ziyaretlerde yapıyor ve kutsal mekan olarak kabul ediyor. Bu makamları yeni araba alanlar, işe girenler, evlenenler ya da askere gidenler üç kez dolaşıp dilek tutuyor ve Hızır’dan yardım diliyorlar.
Akıl hastalarına şifa verdiğine inanılan Mızraklı köyündeki Kozma Dimyan ziyareti de hem Müslümanlar hem de Hristiyanlarca ziyaret edilen kutsal mekanlardan birisi.
Asi nehrinin denize döküldüğü yerde kurulan ve günümüze çok az kalıntısı ulaşan Al-Mina kenti de Antakya’nın limanıymış. Samandağ sahilindeki bir diğer antik kent ise Çevlik civarındaki Seleucia Pierria. Kentin kalıntıları Musa Dağı’nın eteklerinden sahile kadar yayılıyor. Antik kentteki Beşikli Mağara’yla, Titus Tünelide görülmeye değer.
yüzyılın başında Samandağ'ın 22 köyünden 7’sinde Ermeniler yaşıyormuş. (Kapısuyu, Vakıflı, Hıdırbey, Yoğunoluk, Eriklikuyu, Teknepınar ve Azir) 1915 yılında tehcire karşı çıkan Antakyalı Ermeniler Musa Dağı’nda toplanarak direnişe geçmiş. Kırk gün sonra bir Fransız gemisine sığınan Ermeniler Mısır’ın Port Said limanına götürülmüş. Dört yıl orada bir kampta yaşadıktan sonra tamamı geri dönmüş. Hatay Cumhuriyeti döneminde yapılan referandumda altı köyün halkı Lübnan ya da Suriye’ye katılma yönünde oy kullanmış; HatayTürkiye’ye katılınca da çoğu göç etmiş, bazıları da Vakıflı’ya yerleşmiş. Buradan giden Ermeniler Lübnan’ın Bekaa vadisinde Ayncar adında bir köy kurmuşlar. Vakıflı ise Türkiye'nin tek Ermeni köyü olarak kalmış. Köyün en dikkat çekici yapısı Surp Asdvadzazin (Meryem Ana) Ermeni Kilisesi. Her yıl Ağustos ayının ikinci pazarında köyde Üzüm Bayramıkutlanıyor. Etrafı narenciye bahçeleriyle kaplı olan 30 hanelik bu köyde organik tarım yapılarak her yıl 1 milyon Euroyu bulan ihracat yapılıyor.
Vakıflı-Yoğunduk köyleri arasındaki Hıdırbey köyünde de Musa Ağacı olarak bilinen 35 metre gövde çevresine sahip 800- 1000 yaşında olduğu sanılan bir çınar ağacı var. Söylenceye göre bu ağaç Musa peygamberin asasını vurmasıyla çıkan ab-ı hayat (ölümsüzlük) suyu sayesinde filizlenip, kök salmış. Bu çınarın yakınlarında da aynı söylencede adı geçen büyük bir su kaynağı var.
Bir zamanlar Samandağ'ın en büyük köyü olan Yoğunoluk’ta yörenin zengin Ermenilerinin konakları varmış. 1939 yılında Ermeniler köyü terk etmiş ve buraya Yörükler yerleştirilmiş. Yörükler kiliseyi camiye çevirmiş, daha sonraki yıllarda da üstüne bir kat çıkmışlar. Böylece ortaya benzeri görülmemiş bir yapı çıkmış; altı kilise, üstü cami. Cami ibadete açık, ama kilise kullanılmıyor. Suları ve havasıyla ünlü Teknepınar Yaylasıda Akdeniz’in sıcağından bunalanların kaçış noktası.
Seleucia Pieria Antik Kenti: İlçe merkezine 6 km uzaklıkta bulunur. Milattan önce kurulan bu şehir Büyük İskender komutasındaki komutan buraya ismini vererek başkent yapmıştır. Konumundan dolayı da ticaret kenti olmayı başarmıştır. Sürekli gelişip büyüyen kent büyüyüp kalabalıklaşmıştır. Burada birçok inanç merkezi yapılmıştır. Daha sonra 500lü yıllarda büyük iki deprem yıkılmıştır. Bu depremden sonra bu kent bir daha kendine gelememiştir. Kent günümüzde gidip gezilip görülmesi gereken birçok tarihi kalıntı bulunmaktadır.
Seleucia Pieria Antik KentiBeşikli Mağara
Titus Kaya Tüneli: İlçeye 5 km uzaklığında bulunur. Seleucia pieria Antik kentin hemen yanında bulunur. bu tünel günümüzde en önemli projelerinde bir sayılmaktadır. Seleucia Antik kenti bir liman kenti burada yağan yağmur ve diğer sular liman kentini sürekli tehdit ediyordu. Roma kralı Titus dağın içinde büyük bir tünel açmıştır. Böylece liman kenti su içinde kalmasını engelemiştir. Burada birçok kaya mezarına rastlanabilir. Buraya gelip bu muhteşem tüneli görmeniz gerekir.
Ebu-l Fütuh Camii: Bu cami ilçemizin merkezinde bulunur. 1798 yıllında inşa edilen cami Osmanlı eseridir. 2007 yıllında Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredilen cami restore edilip ibadete açılmıştır. Günümüzde de kullanılan cami tarihi dokusu ile yöre halkına hizmet vermektedir.
Samandağ Sahili: Bu sahil 14 km uzunluğunda bulunur. sahil dünyanın en uzun ikinci sahilidir. Bu özeliği ile hayli bir önem kazanmaktadır. Sahilde plajlar bulunmaktadır. burada yaz mevsiminde birçok kişinin denize girmek için bu plajlara aktığına şahit olabilirsiniz. Burada balık tesisleri de bulunmaktadır. burada balıkların tadına bakmanızı tavsiye ediyorum. Ayrıca yaz mevsiminde burası rüzgârlı olmasından dolayı Sörf sporu yapılabilmektedir. Sahi kenarında birçok hayvan türü bulunur.
» St. Simon Manastırı'nı görmeden,
» Hızır ziyaretine girmeden,
» Ermeni köyü Vakıflı'yı gezmeden,
» Yoğunluktaki altı kilise, üstü camiyi görmeden,
» ipek gömlek ve kravat almadan, DÖNME!
Samandağ-Antakya arası 22 km uzaklığın da. Antakya'dan kalkan minibüslerle 20 dakikada ilçe merkezine varılıyor.